BUCA |
Buca, Türkiye'nin İzmir ilinin ilçelerinden biri olmakla beraber aynı zamanda en kalabalık nüfusa sahip ilçelerinden biridir. İzmir'in 9 kilometre güneydoğusunda kurulmuşdur. Nif Dağı'nın güney eteklerine yerleşmiştir. Yüz ölçümü 180 kilometrekare, denizden yüksekliği 38 metre olup kuzeyinde Bornova, kuzeybatısında Konak, doğusunda Kemalpaşa, batısında Karabağlar veGaziemir, güneyinde Torbalı, güneybatısında ise Menderes ilçeleri bulunmaktadır. Yayvan görünüşlü arazi ile çevrelenmiş olup, çevredeki tepeler, vadiler ve bitki örtüsü bakımından oldukça zengindir. Buca düz ve verimli topraklara sahiptir. Tınaztepe,Tıngırtepe, Zeytintepe, Koşutepesi ve Karacaağaç gibi tepeleri de vardır. Nif Dağı’ndan doğan Meles Çayı, Şirinyer’den geçer ve Halkapınar’da denize dökülür. Buca'ya bağlı, Kaynaklar Beldesi'nin yanı sıra, Kırıklar, Karacaağaç ve Belenbaşı adında üç köyü vardır. Tarihçeİznik Devleti Kralı İoyanis'in 1235 yılında Kohi denen ve Kral Yolu yakınında bir yerleşim alanından bahsettiği yerin Buca olarak değiştiği, Kohi adının daha sonra Gonia, Bugia ve Buca’ya dönüştüğü sanılmaktadır. Bizanslılar döneminde ise bugünkü yerleşim yerinde Vuza, Uza ya da Vuzas isimli bir toprak sahibinin yaşadığı, yerleşim yeri isminin değişerek zamanla Buca olduğu varsayımı da vardır. Ayrıca İtalyancada BUCA kelimesi çukur anlamına gelmektedir Buca'nın çukurda kalışı ismin buradan geldiğini kuvvetlendirmektedir. Buca adı ilk kez 1688 yılında Fransız Konsolosluğu kayıtlarında görülmüştür. Bu yılda bir deprem olmuş, Fransız Konsolosluğu Buca'ya taşınmıştır. MÖ 1102'de Eolyalıların şehri almalarına kadar yerli halkın oldukça rahat bir hayat yaşadığı kabul edilir. MÖ 727 yılına kadar İyonlarla çekişen Eolyalılar, bu tarihten sonra şehri İyonlara bırakmıştır. Bir süre sonra güçlenen Lidyalılar, MÖ 628 yılında İzmir'i almıştır. Bu tarihlerde İzmir şehri dağılmış, halk civarda bulunan küçük yerleşim alanlarına geçmeye başlamıştır. Bu değişim, bugün gördüğümüz İzmir dolaylarındaki birçok yerleşim alanının ilk temellerini atmıştır. Bunlar arasında Buca’yı da sayabiliriz. Buca’da antik çağdan bu yana bir yerleşimin olduğu bilinmektedir. 1868 yılında Buca'nın kuzeydoğusunda antik döneme ait büyük bir kadın büstü ortaya çıkarılmış olup, bu büst halen Londra’daki İngiliz Müzesi’nde sergilenmektedir. Ayrıca Buca ve Kangölü çevresinde Bizans Haçı kabartmaları bulunan sütun başlıkları, antik “ARTEMİS MABEDİ”ne ait olduğu sanılan mermer yer döşemeleri, Forbes Köşkü çevresinde Bizans sikkeleri, Gürçeşme (Kançeşme) yolu üzerinde Roma Kalesi kalıntıları da antik çağda bu yörede gelişmiş toplumların yaşadığını ortaya koymaktadır. İyon saldırısı sırasında Buca’ya yönelen halk, Dereköy, Kangölü ve Kozağacı yörelerine yerleşmiştir. Yakın tarihimizde Buca’nın bir Rum köyü olduğu, aynı dönemde Rumlar, Yahudiler ve Türklerin bir arada yaşadığı, Avrupalı işadamları ile ailelerinin de Buca’da yaşadıkları, bunun beldenin gelişme ve zenginleşmesinde önemli bir etken olduğu belirtilmektedir. Buca, Rumlar, Yahudiler ve Türklerin bir arada yaşadığı, İngiliz, Fransız, İtalyan ve Hollanda şirketleri ile daha çok ticari ve sınai ilişkiler çerçevesinde oluşan Levanten Grubu’nun sayfiye yeri olarak yerleştiği bir belde özelliğini yakınçağ öncesinde taşımaya başlamıştır. Buca MÖ 130'lara uzanan tarihi, birçok uygarlığa tanıklığı ile bir kültür ve tarih ilçesidir. Zengin doğa ve kültür mirasını, nüfus artışına ve günümüz yaşam biçiminin ortaya çıkardığı tüm etkenlere karşı koruyabilmiştir. Bu nedenle bugün Buca’da geçmişten günümüze kadar gelen bir tarihi görüntü sergilenmektedir. Buca’da yaşam, her şeyden önce zengin bir tarih, kültür ve doğa mirası ile iç içe bir yaşam olarak nitelendirilmektedir. Buca, tarihsel geçmişi ile bünyesinde çok önemli ve günümüzde de yaşayan eserler barınağıdır. George King Forbes, Gout, Prenses Borghese, Kont Dr.Aliberti, De Jongh, Dimostanis Baltacı Malikaneleri, tarihi İngiliz Protestan Kilisesi, Su Kemerleri, Buca’da yaşamış ve ölmüş birçok ünlü ailelerin mezarları, dar sokakları ve bugün bile birçok mimara ilham kaynağı olan Rum Evleri, ilçeye gelenlerin ilgisini çeken yapıtlardır. 9 Eylül 1922'de İzmir dolayısıyla Buca, Yunanlardan geri alınınca buradaki Rumlar bölgeyi terk etmiştir. 1922 yılına kadar Buca’nın nüfusu genellikle İngiliz, Rum ve Hollandalılardan oluşmakta idi. Buca, Cumhuriyet döneminde çok hızlı bir gelişme göstermiş ve bu dönemde göçmen kitlelerinin ilçede yerleşimi devam etmiştir. Buca, 4 temmuz 1887 yılında yürürlüğe giren 3392 sayılı yasa ile ilçe olmuştur. Buca İzmir'in en kalabalık ilçelerindendir. YerleşimBuca, İzmir'in en eski yerleşim yerlerinden biridir. Kırıklar, Karacaağaç Kaynaklar ve Belenbaşı olmak üzere 4 köyü vardır. Bütün yerleşim birimleri ovada kurulmuş olup, dağlık arazide kurulu köy yoktur. İlçe merkezinde 38 adet mahalle muhtarlığı ve 4 adet köy muhtarlığı bulunmaktadır. İlçenin kuzeyinde Bornova, kuzeybatısında Konak, doğusunda Kemalpaşa, batısında Karabağlar ve Gaziemir, güneyinde Torbalı, güneybatısında ise Menderes ilçeleri bulunmaktadır. Buca'da çarpık kentleşme pek görülmemektedir. Güven, Yiğitler, Efeler, Ufuk, Dumlupınar, Menderes, Valirahmibey, İnkılap, Evka-1 gibi en büyük mahalleleri düzgün kentleşmiş, Gediz gibi dışta kalan mahallelerdeyse çarpık kentleşme görülmektedir. NüfusBuca, bugün nüfus artışı yönünden Türkiye’nin en hızlı gelişen ilçeleri arasında yer almaktadır. Son nüfus sayımına göre 1990 yılında 1980 yılına göre %97’lik artış oranı ile metropol düzeyde en hızlı gelişen ilçe olmuştur. İlçeye göç günümüzde de sürmektedir. 1950’li yıllarda doğudan batıya doğru başlayan göçler, Buca’yı da etkisi altına almıştır. Ayrıca ilçede Evka 1, İzkent, Ege-Koop, Buca Koop konutlarının bulunması ve birçok fakültenin kurulması ilçeye göçü son yıllarda daha da hızlandırmıştır. 1990 yılında 203.383, 1997 yılı itibarıyla 285.250 olan nüfus 2014 yılında 461.761 kişiye ulaşmıştır. EğitimEğitim ve öğretim olarak Buca oldukça zengindir. İlçedeki okuma yazma oranı %99'dur. İlçe nüfusu içindeki okuma yazma bilmeyenlerin oranı ise % 0,12'dir. İlk, orta ve lise düzeyinde eğitim veren 56 okul 2 tane Endüstri Meslek Lisesi bulunmaktadır. (Buca Anadolu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi) ve (İESOB Teknik İtfaiye Meslek & Endüstri Meslek Lisesi) Ayrıca son yıllarda üniversite düzeyinde büyük gelişmeler gözlenmektedir. İzmir'de bulunan Dokuz Eylül Üniversitesi'ne bağlı Buca Eğitim Fakültesi, Mühendislik Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Hukuk Fakültesi,İşletme Fakültesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Adalet Yüksek Okulu, Yabancı Diller Yüksekokulu, Manisa Spor Akademisi'ne bağlı Beden Eğitim Bölümü de Buca'da eğitim hizmeti veren okullar arasında yer almaktadır. Yapımı tamamlanan Dokuz Eylül Üniversitesi Tınaztepe Kampüsü ile birlikte Buca bir anlamda 'fakülteler ilçesi' olmuştur. Bu arada öğrencilere bilgi takviyesi amacıyla ilçede özel dershaneler, sürücü kursları, eğitim öncesi ve sonrası için hizmet veren çok sayıda kreş, ana okulu vardır. İlçe'de yeni kurulan bir de Şifa Sağlık Grubu ve Şifa Üniversitesi'ne bağlı Şifa Eğitim ve Sağlık Kampüsü bulunmaktadır. SporBuca, spor açısından büyük zenginliğe sahip bir ilçedir. Buca'da spor yapmak ve izlemek için birçok spor alanı bulunmaktadır. En dikkat çekeni 2008 yılında yapılan veBucaspor'un maçlarına ev sahipliği yapan Buca Arena'dır. At yarışları açısından Buca, Türkiye'de çok önemli bir yere sahiptir. 1856'dan beri hipodromda at yarışları düzenlenmektedir. Ayrıca ilk gece at yarışları da Şirinyer Hipodromu'nda gerçekleştirilmiştir. VideoBUCA ResimleriKaynakhttps://tr.wikipedia.org/wiki/Bucahttp://www.buca.gov.tr/ |
|